عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ قَالَ: رُؤْيَاالمُؤْمِنِ جُزْءٌ مِنْ سِتَّةٍ وَأَرْبَعِينَ جُزْءًا مِنْ النُّبُوَّةِ “Yuxu peyğəmbərliyin qırx altı parçasından biridir”.
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ: مِنْ حُسْنِ اِسلَامِ الْمَرْءِ تَرْكُهُ مَا لَا يَعْنِيهِ “Müsəlmanın malayəniliyi tərk etməsi onun müsəlmalığının gözəlliyindəndir…” (Tirmizi, Zühd, 11; İbn Mace, Fiten, 12) Əlbəttə ki, yalnız belə bir tərcümə ilə Allah Rəsuluna aid hədisin dərinliyini anlamaq, bu qısa ifadənin əngin məzmununu qavramaq mümkün deyildir. […]
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ قَالَ: الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَ يَدِهِ وَ الْمُهَاجِرُ مَنْ هَجَرَ مَا نَهَى اللَّهُ عَنْهُ “Müsəlmanların dilindən və əlindən arxayın və əmin (zərər görmədiyi) olduğu müsəlman həqiqi müsəlmandır! Həqiqi mühacir də Allahın qadağan etdiyi şeylərdən uzaqlaşandır“. (Buhari, İman […]
عَنْ ابْنِ عبَّاسٍ قاَلَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ يَقُولَ: عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ عَيْنٌ بَكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَ عَيْنٌ بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ “İki göz vardır ki, cəhənnəm odu görməz: Allah qorxusundan ağlayan göz və bir də hərb meydanları və cəbhələrdə keşik çəkən əsgərin gözü.”
عَنْ أَبِي أُمَامَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ قَالَ: لَيْسَ شَيْءٌ أَحَبَّ إِلَى اللَّهِ مِنْ قَطْرَتَيْنِ وَ أَثَرَيْنِ قَطْرَةٌ مِنْ دُمُوعٍ فِي خَشْيَةِ اللَّهِ وَ قَطْرَةُ دَمٍ تُهَرَاقُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَ أَمَّا الأَثَرَانِ فَأَثَرٌ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَ أَثَرٌ فِي فَرِيضَةٍ مِنْ فَرَاءِضِ اللَّهِ “Allah qatında bu iki damladan və bu iki […]
Sual:Başqalarını ələ salmağın dinimizdə hökmü nədir? Bu cür davranışlar qul haqqına girərmi? Cavab:İslam dini, bəzilərini güldürüb əyləndirmək məqsədiylə də olsa da kiminsə şəxsiyyətini alçaldacaq bütün söz və hərəkətləri qul haqqını tapdalamaq olaraq qəbul etmişdir. Söz, rəftar, davranış, işarə ya da yazı ilə insanların
Hicri 9. yılda Medine’de nâzil olmuş olup 129 âyettir. Tövbe ismi, sûrenin ihtiva ettiği konulardan birinden gelmektedir. Sûrenin meşhur olan ikinci ismi Berâe ise, sûrenin ilk kelimesidir. “İlişiği kesmek, ihtâr, ültimatom” anlamlarına gelir. Tövbe sûresi konu itibariyle,
Mekkede nâzil olmuş olup, 109 âyetten ibarettir. Sûrenin 98. âyetinde Yûnus (a.s.) dan ve kavminden bahsedilmesi vesilesi ile bu ad verilmiştir. Oysa Hz. Nûh (a.s.) ile Hz. Mûsâ (a.s.) daha tafsilatlı bir şekilde anlatılır. Bu sûre-i şerife iman esasları üzerinde fazlaca durmaktadır. Özellikle, Kur’ân’ın Allah Teâlanın kitabı olduğunu ispata yönelir.
Medine döneminde hicrî 2. yılda vaki olan Bedir gazasından sonra nazil olmuş olup 75 âyettir. Adını ilk âyetinde geçen Enfal (yani ganimetler) kelimesinden almıştır. A’râf sûresinde müşriklerin uyarılıp tehdid edildikleri mağlubiyet, Enfal sûresinin indirilişinden hemen önce gerçekleştirildiği için,
101 – İşte o ülkelerin haberlerinden bir kısmını sana böylece anlatıyoruz. Oraların halklarına peygamberlerimiz açık deliller, mûcizeler getirdiler. Fakat onlar iman etmediler. Çünkü ondan önce tekzip ve inkâr etmeyi âdet haline getirmişlerdi.
Mekkî olup, 206 âyettir. 48. âyette geçen kelime, sûreye adını vermiştir. A’râf orada, cennet ile cehennem arasında çekilen sur anlamına gelir. Bundan önceki En’âm sûresi tevhid ve akaid konularını ayrıntılı olarak ele alır. A’râf sûresi ise tevhid tarihini Hz. Âdem (a.s.)’dan itibaren Nuh, Hûd, Sâlih, Lût, Şuayb,
Mekkede nazil olmuş olup, 165 âyettir. 136-138. âyetlerde geçen en’âm kelimesi vesilesi ile bu isim verilmiştir. En’âm: İnek, deve, koyun, keçi gibi hayvanların genel adıdır. Böylece bu hayvanlarla alakalı hürafeleri ortadan kaldırmak hedeflenmiş olabilir. Bakara sûresi, Kur’ân’ın uzunca bir özeti olup,
Medinede nazil olmuş olup 120 âyettir. Hicrî 6. yılda Hz. Peygamber (a.s.)’ın Mekkelilerle yaptığı Hudeybiye anlaşmasından sonra nazil olmaya başlamıştır. İhtiva ettiği birçok konudan biri olan ve “yemek sofrası” mânasına gelen Mâide, sûreye isim olmuştur.
101 – Sefer esnasında kâfirlerin size bir fenalık yapmasından endişe ederseniz namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Gerçekten kâfirler sizin besbelli olan düşmanlarınızdır. [73,20] 102 – Ey resulüm! Sen müminlerin içinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan,
Medine’de takriben hicrî 6. yılda nazil olmuş olup, 176 âyettir. Kadınlar hakkında birçok hüküm ihtiva edip, Cahiliye döneminde mahrum oldukları yeni hakları kadınlara verdiğinden ötürü, bu sûreye “Kadınlar” mânasına gelen Nisa sûresi adı verilmiştir. Uzunluk itibariyle Bakara sûresinden sonra
201 – Bazıları da, “Ey bizim kerim Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ve güzellik ver, âhirette de iyilik ve güzellik ver, Ve bizi cehennem ateşinden koru” derler. [22,72]
Ali Imran Suresi 101-200 101 – Sizler nasıl küfre dönebilirsiniz ki önünüzde Allah’ın âyetleri okunuyor, aranızda Allah’ın resulü bulunuyor? Kim Allah’a gönülden sımsıkı bağlanırsa muhakkak ki o doğru yola konulmuştur. [57,8-9]
I hisse (1-100) Medinede indirilmiş olup 200 âyet’tir. 33. âyet’inde geçen Âl-i İmran, sûreye adını vermiştir. İmrân, Hz. Meryem (a.s.)’ın babasının adı olup peygamberlik ve hikmet ocaklarından olan bir ailenin esasıdır. Bu sûrenin hâkim konusu bu ailenin temsil ettiği nübüvvet, Hz. Îsâ (a.s.) ve Hıristiyanlıktır. Tevrat, İncîl ve Kur’ân’ın aynı ilahî
II. hisse (101-200) 101 – Onlara, Allah katından, kendilerine verilen Tevrat’ı tasdik eden bir Peygamber gelince, O Ehl-i kitapdan bir kısmı, güya gerçeği hiç bilmiyorlarmış gibi, Allah’ın kitabını arkalarına atarak ondan yüz çevirdiler de [7,157; 2,89-91]
I hisse Bakara sûresi Medine döneminde hicretten hemen sonra nâzil olmaya başlamış ve takrîben on yıla yayılan vahiy parçaları halinde devam etmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Hacim itibariyle Kur’ân’ın 1/12 sini teşkil eder. Kur’ân’ın, ayrıntılı bir özeti durumundadır. Sûre bir mukaddime, dört ana maksat ve bir neticeden oluşur. Mukaddime: Kur’ân’ın şanını, […]